KASTEN ÖLDÜRME VE KASTEN YARALAMA SUÇLARI

Günümüzde gerek doktrin gerekse Yargıtay nezdinde farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden olan iki suç tipi arasındaki farkı ana hatlarıyla incelemek yararlı olacaktır. TCK Madde 35 hükmü uyarınca; Madde 35– (1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur. Madde hükmü uyarınca dikkat edilmesi gereken, kişinin kastı ve suçun tamamlanmasını, kendi isteğiyle engelleyip engellememesi durumudur.

Örneğin, A’ nın, B’ i öldürmek için icrai hareketlerine başladığını düşünelim. A elindeki taşla B’nin kafasına vurduğu sırada, polislerin olay yerine gelip A’nın elindeki taşı aldığını, B nin ise kaldırıldığı hastanede hayati tehlikeyi atlattığı durumda, A Adam Öldürmeye Teşebbüs suçundan sorumlu tutulacaktır.

Aynı örnek kapsamında, A’nın icrai hareketleri başladıktan sonra tamamen kendi isteğiyle suçun tamamlanmasına izin vermediğini düşünecek olursak, bu durumda TCK Madde 36 hükmü uyarınca; Madde 36– (1) “Fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz; fakat tamam olan kısım esasen bir suç oluşturduğu takdirde, sadece o suça ait ceza ile cezalandırılır”. Bu kapsamda A, başladığı icrai hareketlerden, kendi isteğiyle vazgeçtiğinden, suçun tamamlanmış kısmı olan, Kasten Yaralama hükümleri gereğince sorumlu tutulmalıdır.

Yargıtay, kasten yaralama ve adam öldürmeye teşebbüs suçları arasındaki farkı her olayın özelinde incelemektedir. Bu kapsamda;

  • Aradaki husumetin boyutu, (husumetin öldürmeyi gerektirecek nitelikte olup olmaması)

  • Suç kapsamında kullanılan silahın elverişliliği

  • Hayati tehlikenin bulunması

  • Darbe sayısı, darbenin boyutu

  • Mesafe, suç tipini belirleme de kullanılan kıstaslardır.

Şüpheli (Sanık) nin, icrai hareketlerinin, suçun tamamlanması açısından elverişliliği,

Örneğin, elindeki bıçakla, müştekiyi 30 cm mesafeden bıçaklamaya başlaması durumunda, hareketlerinin, hayati tehlikenin oluşmayacağı vücudun alt bölgesine doğru devam ettirmesi sonucunda, kasten yaralama hükümleri kapsamında sorumlu tutulmalıdır. Bu durumda her ne kadar, şüpheli hareketlerini öldürme kastıyla başlatmış olsa da , hareketlerini yaralamaya yönelik devam ettirdiğinden, sorumluluk hükümleri kasten yaralamaya yönelik olmalıdır.

Sonuç olarak AİHM kararları uyarınca, öldürme kastının şüpheye mahal bırakmayacak şekilde ispat edilemediği durumlarda, kasten yaralama hükümleri uygulama alanı bulmalıdır.

T.C. Yargıtay 5. Ceza Dairesi 19.06. 2019 tarihli 2019/6324 sayılı kararı uyarınca;

ÖZET: Dosya kapsamına göre, olayda kullanılan ve silahtan sayılan bıçağın mağduru öldürmeye elverişli olması, fail ile mağdur arasındaki husumetin nedeni ve derecesi, darbe sayısı ve şiddeti, mağdurun vücudunda meydana getirilen yaranın bulunduğu bölgenin nitelik ve nicelikleri esas alınmak suretiyle, ayrıca mağdurun yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaralanmış olması nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 81/1 ve 35/2. maddeleri kapsamında “kasten öldürmeye teşebbüs” suçunu oluşturup oluşturmayacağı yönünde değerlendirme yapılması gerektiği, bu değerlendirmenin de üst dereceli mahkeme olan ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulü ile görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

T.C Yargıtay 1. Ceza Dairesi 27.05.2019 tarihli 2019/2994 sayılı kararı uyarınca;

ÖZET: Suçta kullanılan aletin elverişliliği, hedef alınan vücut bölgesi, engel hal bulunması, meydana gelen zararın ağırlığı nazara alındığında sanığın eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğunun anlaşılması karşısında, kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, nitelikli kasten yaralama suçundan hüküm kurulması isabetsizdir.

T.C Yargıtay 3. Ceza Dairesi 22.05.2019 tarihli 2019/11179 sayılı kararı uyarınca;

ÖZET: İlgililerin olay yerine intikalini sağlayıp hastaneye sevkinde ve ölümün gerçekleşmesini önleme hususunda etkin bir çaba sarf ettiği dosyada mevcut tutanaklar, tanık beyanları ve sanığın savunmalarından anlaşılmakla, .. sayılı TCK’nin … maddesinde düzenlenen “gönüllü vazgeçme” hükümleri dikkate alınarak tamamlanmış olan kasten yaralama suçundan cezalandırılması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.